Kamuoyunda Vergi Torba Kanunu olarak bilinen 7524 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 2 Ağustos 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlandı. Söz konusu kanun, vergi düzenlemelerini içermekle birlikte, işverenleri yakından ilgilendiren önemli SGK değişikliklerini de kapsamaktadır. Bu yazıda, işverenleri ilgilendiren Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) uygulama değişikliklerine değinilmiştir. 

 

İşverenlerin Prim Yükü Arttı 

SGK’nın en önemli finansman kaynağı, işçi ve işverenlerden alınan primlerdir. Kurum, genel olarak üç ana grupta prim toplar: uzun vadeli sigorta kolları (malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları), kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortaları) ve genel sağlık sigortası. Uzun vadeli sigorta kolları prim oranları, sigortalının prime esas kazancının yüzde 20’sini oluşturur; bu oranların yüzde 9’u sigortalıdan, yüzde 11’i ise işverenden alınır. Bu prim oranlarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Genel sağlık sigortası prim oranları da aynı şekilde yüzde 5’i sigortalıdan, yüzde 7.5’i işverenden olmak üzere sigortalının prime esas kazancının yüzde 12.5’i olarak belirlenmiştir ve bu oranlar da sabit kalmıştır. 

Ancak, SGK’nın aldığı kısa vadeli sigorta kolları primlerinde önemli bir değişiklik yapılmıştır. Yarım asrı aşkın süredir, işyerinde yapılan işin tehlike ve risk durumuna göre yüzde 1 ila yüzde 6.5 arasında değişen bu primler, 2013 yılı Eylül ayından itibaren işin tehlike sınıfı dikkate alınmaksızın yüzde 2 olarak sabitlenmişti. Yeni düzenleme ile birlikte bu oran yüzde 2.25’e yükseltilmiştir. Bu değişiklik, işverenlerin SGK prim maliyetlerini artırarak özellikle pazaryeri entegrasyonu, sipariş yönetimi ve muhasebe entegrasyonları gibi operasyonel alanlarda maliyetlerin yeniden gözden geçirilmesini gerektirebilir. 

 

Yeni Hesaplamalar 

2 Ağustos 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kanunla, kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2’den yüzde 2,25’e yükseltildi. Bu değişiklik, önümüzdeki aybaşından itibaren tüm çalışanlar (emekliler dahil) için SGK prim maliyetlerinde artışa neden olacak. Önceki uygulamada, kısa vadeli sigorta kolları primi brüt asgari ücret üzerinden 20.002,5 TL x %2 = 400,05 TL olarak hesaplanırken, yeni düzenlemeyle birlikte bu tutar 20.002,5 TL x %2,25 = 450,06 TL olacak. 

Bu değişiklikle, işçi başına yaklaşık 50 TL'yi aşan ek bir maliyet söz konusu olacak. Ancak, bu primlerin tamamı işveren tarafından ödendiği için çalışanlar açısından herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Bu artış, işverenlerin pazaryeri entegrasyonu, sipariş yönetimi ve kargo yönetimi gibi maliyetlerini de gözden geçirmelerini gerektirebilir, zira artan prim yükü işletmelerin operasyonel giderlerini doğrudan etkileyebilir. 

 

Emekli Çalıştırana Teşvik Kaldırıldı 

1 Mart 2023 tarihli EYT Kanunu ile 8 Eylül 1999 (dahil) öncesinde sigortalı olanlardan, bu kanunun yürürlüğe girmesinin ardından ilk kez yaşlılık veya emekli aylığı talep edenlerin, aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya devam etmeleri durumunda, işverenlere 5 puanlık prim indirimi sağlanması hedeflenmişti. Bu düzenlemeyle, istihdam piyasasında ani dalgalanmaların önüne geçilmesi ve sosyal güvenlik destek primine tabi kayıtlı çalışmanın teşvik edilerek, özel sektör işverenlerinin sosyal güvenlik destek primi maliyetlerinin azaltılması amaçlanmıştı. 

Ancak, Hükümet'in belirttiği gerekçeler arasında; 

  • Bu düzenlemenin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiği ve özel sektör işverenlerinin ani işgücü kaybından doğabilecek olumsuz etkilerin zamanla azaldığı, 

  • Düzenleme kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanları istihdam eden işverenlerin bu teşvikten yararlanabildiği, ancak düzenleme öncesinde veya sonrasında yaş şartını tamamlayarak emekli olan ve sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanları istihdam eden işverenlerin bu teşvikten faydalanamadığı, 

  • Emekli olduktan sonra emekli aylıkları kesilmeden sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanları istihdam eden işverenler arasındaki bu farklı uygulamanın sona erdirilmesi gerektiği, 

  • Aktif işgücünün, gençlerin ve emeklilikle ilgili çalışma süresini tamamlayamayan kişilerin istihdamda daha fazla yer bulabilmesi ve kamu kaynaklarının daha etkili kullanımı amacıyla, aynı işyerinde yeniden istihdam edilen EYT’li emekli işçiler için verilen 5 puanlık prim teşviki kaldırılıyor. 

 

Makro Dengeler İyileşiyor, Reel Sektör Zorlanıyor 

2023 yılı haziran ayında başlatılan ve 2024 yerel seçimleri öncesinde kesintiye uğrayan rasyonel ekonomi politikaları, 2024 yılı Nisan ayından itibaren daha kararlı bir şekilde uygulanmaya devam ediyor. Bu süreç, ekonomide dezenflasyon dönemine girilmesine ve makroekonomik göstergelerde kademeli iyileşmelere yol açtı. Ancak, uygulanan sıkı para politikaları nedeniyle reel sektör üzerindeki baskı daha da artıyor. 

 

1. Eylül Ayı Yıllık Enflasyonu Yüzde 40 Seviyelerine Düşebilir 

Haziran ayında enflasyonda görülen düşüşle birlikte dezenflasyon süreci fiilen başlamış oldu. Haziran ayında aylık TÜFE yüzde 1.64 olarak gerçekleşirken, yıllık TÜFE yüzde 71.6’ya geriledi. Temmuz ve ağustos aylarında ise fiyat ve vergi ayarlamaları nedeniyle aylık TÜFE’nin yüzde 3’ün üzerinde olması bekleniyor. Eylül ayında ise daha düşük bir aylık TÜFE öngörülüyor. Bu tahminlere dayanarak, eylül ayında yıllık enflasyonun yüzde 40 seviyelerine gerileyebileceği ve Merkez Bankası’nın yıl sonu yüzde 38 hedefiyle uyumlu hale gelebileceği öngörülüyor. 

 

2. Cari Açık ve Dış Ticaret Açığı Azalıyor, Turizm Gelirleri Artıyor 

Uygulanan sıkılaşma politikalarının bir diğer amacı, ödemeler dengesinde sürdürülebilir bir açığa ulaşmaktır. Sıkılaştırma tedbirleri sonucunda, altın ve enerji ithalatındaki düşüşle birlikte haziran sonunda yıllık cari açık 24.8 milyar dolara geriledi. 

Ocak-haziran döneminde dış ticaret açığı, yüzde 30.5 oranında azalarak 61 milyar 325 milyon dolardan 42 milyar 591 milyon dolara düştü. 2024 yılının ilk yarısında ise turizm gelirleri, yüzde 9.3 artış göstererek 23.7 milyar dolara yükseldi. 

 

3. Kamuda Tasarruf ve Vergi Paketi 

Maliye politikası çerçevesinde sıkılaşma sağlamak amacıyla kamuda tasarruf ve yeni vergi paketleri açıklandı. İlk paketle birlikte, kamuda yıllık 130-140 milyar TL tutarında tasarruf gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Yeni vergi paketi ise ek olarak 155 milyar TL vergi ve gelir elde edilmesini öngörüyor. Vergi alanında, ekim ayı itibarıyla yeni paketlerin açıklanması da bekleniyor. 

 

4. Döviz Rezervlerinde Artış Devam Ediyor 

Yerel seçimlerin ardından ekonomi yönetiminin görevde kalması ve politikaların kararlılıkla uygulanması sonucunda yurtdışı kaynak girişi hızlandı; yerleşikler de dövizden TL’ye geçiş yapmaya başladı. Artan döviz likiditesini Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası satın aldı ve döviz rezervlerini önemli ölçüde artırdı. Merkez Bankası'nın net rezervleri 51.4 milyar dolara kadar yükseldi. 

 

5. Reel Kesim Güven Endeksi Yılın En Düşük Seviyesine İndi 

Ekonomide uygulanan sıkılaşma politikalarıyla dezenflasyon sürecine geçildi, döviz rezervleri en yüksek seviyelerine ulaştı, Türkiye'nin risk primi azaldı ve kredi notları yükseldi. Ekonomide rasyonel politikalara dönüşle makroekonomik göstergelerde iyileşmeler sağlanıyor. Ancak, diğer yandan uygulanan sıkılaşma politikaları reel sektörü zorlamaya devam ediyor. Sıkılaşma önlemlerine bağlı olarak iç talep daha fazla zayıflıyor. Bu durum, reel sektör güven endeksinin de 2024 yılının en düşük seviyesine inmesine neden oldu. Reel sektör için zorluklar artıyor. 

 

6. Reel Sektörde Daralma Güçleniyor 

Enflasyonla mücadelede uygulanan sıkılaştırma politikaları, imalat sanayinde öncelikle yavaşlamaya ve şimdi de belirgin bir daralmaya yol açıyor. İstanbul Sanayi Odası’nın sektörler PMI verileri, temmuz ayında daralmanın güçlendiğini gösteriyor. Temmuz ayı itibarıyla iç ve dış talepteki zayıflama nedeniyle 10 alt imalat sanayi sektöründe de daralma meydana geldi. Özellikle enflasyonla mücadele amacıyla yurtiçinde uygulanan sıkılaştırma politikaları, imalat sanayisini zorlamaya devam edecek. 

 

7. Elektrik, Doğalgaz ve Ulaşım Fiyatlarındaki Artışlar Maliyetleri Yükseltecek 

Bir yandan enflasyonla mücadele amacıyla sıkılaştırma politikaları uygulanırken, diğer yandan birçok kamu fiyatında artışlar gerçekleştiriliyor. Hane halkının satın alma gücü ile reel sektörün maliyetlerini önemli ölçüde etkileyen elektrik, doğalgaz ve ulaşım fiyatlarında yüksek artışlar yaşandı. Bu artışlar, ağustos ayından itibaren satın alma gücü ve maliyetler üzerinde ek bir baskı oluşturacak.